Görevi Kötüye Kullanma ve Dolandırıcılık Suçları – İzmir Ceza Avukatı

Görevi Kötüye Kullanma ve Dolandırıcılık Suçu

Görevi kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlamaları kişinin özgürlüğünü, itibarını ve geleceğini doğrudan etkileyen hukuki yargılamalardandır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu

TCK Md. 257 de tanımlanmıştır.

(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin görevini yerine getirirken yetkilerini kanuna aykırı biçimde kullanması ya da görevini ihmal etmesiyle oluşur. Görev yetkisinin kötüye kullanılması suçun önemli unsurudur.


Savunmada, kişinin eyleminin kast unsuru taşıyıp taşımadığı, zararın doğup doğmadığı ve görevin sınırları içinde mi dışında mı hareket edildiği detaylı biçimde incelenmelidir.

Dolandırıcılık Suçu

TCK Md. 157 tanımlanmıştır.

(1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

Nitelikli dolandırıcılık

TCK Md. 158

(1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,

j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,

l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Daha az cezayı gerektiren hal

TCK Md. 159

(1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimsenin iradesini yanıltarak menfaat sağlama fiilidir.
Bu suçun oluşabilmesi için üç temel unsur aranır:

  1. Hileli davranış,
  2. Mağdurun hataya düşürülmesi,
  3. Haksız kazanç elde edilmesi.

Nitelikli Dolandırıcılık

Nitelikli dolandırıcılık, suçu ağırlaştıran özel koşullarla ortaya çıkar.


Kamu kurumları, bankalar, sigorta şirketleri veya örgütlü şekilde hareket eden gruplar üzerinden işlenen dolandırıcılık fiilleri, nitelikli hal olarak değerlendirilir ve cezalar buna göre artırılır.

Eylemin niteliğini değil; failin konumu, kastı ve eylemle bağlantısı önem arz etmektedir.

Soruşturma Süreci

Ceza soruşturması başladıktan sonra dava seyrini önemli etkileyebilen hususlar nelerdir?

  • İfade aşaması: Avukatsız verilen ifade kişinin hukuki konumunu olumsuz etkileyebilecek sonuçlara neden olabileceği için alanında uzman bir avukattan hukuki destek alınması önemlidir.
  • Dosyanın ve delillerin incelemesi ile değerlendirilmesi: Hukuki belgeler, elektronik kayıtlar, bilirkişi raporları ve tanık beyanları titizlikle incelenmelidir. Hatalı veya eksik tespitlere itiraz edilmelidir. Gerekirse uzman raporları ile somut gerçeklik aydınlatılmaya çalışılmalıdır.
  • Hukuka aykırı delillerin tespiti: Hukuka aykırı elde edilen deliller yasak delil kapsamındadır. Bu delillerin dosyadan çıkarılması talep edilmelidir.

Bir ceza avukatı, yalnızca hukuki argüman üretmez; sürecin her aşamasında müvekkilinin haklarını korur.

İzmir’de Ceza Hukuku Uygulaması

İzmir adliyeleri, özellikle ekonomik suçlarda ayrıntılı bilirkişi incelemeleriyle öne çıkar.
Yerel uygulamalarda, yazılı belge ve dijital delillerin değeri büyüktür.
Bu nedenle, dosyanın başından itibaren delil güvenliği sağlanmalı, belge zinciri dikkatle korunmalıdır.

Yargı pratiğini uygun şekilde savunmanın konum alması da ayrıca önem arz etmektedir.

Ceza yargılamaları süreçte ve neticesinde kişinin hayatını derinden etkileyen süreçlerdir. Bu nedenle alanında uzman bir ceza avukatından destek almak önem arz etmektedir.

Cevap Yazın

error: Content is protected !!